20 Temmuz 2013 Cumartesi

Rossmann Harikaları

Rossmann'la geç tanıştım; Watsons süperdi, Gratis'te The Balm falan vardı ama hiçbirinin cilt-saç bakım ürünlerini kullanmak aklıma bile gelmemişti. Rossmann'ın o Almanlığı vurgulayan hali mi güven verdi bilmiyorum ama birkaç parça ürün yüklendikten sonra içlerinde çok çok işe yarayanları olduğunu gördüm.

1. Essence kaş kiti
Tamam, bu yalnızca Rossmann'da satılmıyor ama Gratis'e ne zaman gitsem mağazanın o her daim talan edilmiş hali acayip sinirimi bozmaya başlamıştı ve satış danışmanları da "Hayır, o kit çok soruluyor ama artık hiç gelmiyor," diyorlardı. Gratis'te son kez "Gelmiyor," cevabını aldıktan yalnızca bir, 1, BİR hafta sonra Rossmann'da buldum kiti, üstüne atladım (: Kaşlarımı en başından beri ben aldığım için çok hata yaptım; küsen, yamuk çıkan pek çok kaş oldu, şekli bir türlü tutturamadım, biri aşağıda biri yukarıda oldu falan... Kaş kalemlerini doğal durmadığı ve sivilce yaptığı gerekçesiyle (selam Bourjois kaş kalemi!) kullanmadığım için kaşlarım asla doğru düzgün durmuyordu. Bu kit onu aşmamı sağladı (: Üstelik fiyat performans oranı da oldukça düşük, daha ne isteyebiliriz ki? 


Bu kitle ilgili duyduğum iki şikayet var: 1. paketi çok dandik (evet öyle), 2. fırçası berbat. Ufacık, elde kaybolan sert bir şey bu fırça; çok kötü değil ama ayrıca kaş fırçası kullanmazsam yeterince başarılı olmuyor sonuç ne yazık ki. Ayrıca verdikleri kaş stencil'ları kullanan için süper olur sanırım ama bana kesinlikle uymadı; en kalın versiyonu bile benim kaş kalınlığıma yetişemedi (: 

2. Fuss Wohl Yoğun Ayak Kremi
İçeriğinin %10'u üre olan bu krem işini gerçekten süper yapıyor. Çok iyi bir su tutucu olan ürenin yanında, kremde gliserin (olmazsa ayıp), balmumu ve ayçiçeği yağı da bulunuyor. Topuklu ya da aşırı düz ayakkabılarla işim olmasa da evde çıplak ayak gezmeyi sevdiğim için(dir herhalde?) topuklarım çok çabuk sertleşip çatlıyor ki her akşam yatmadan evvel illa ayaklarını kremleyen bir insanım. Bundan evvel aldığım son krem The Body Shop'ın Spa Wisdom Africa serisinden Honey & Beeswax el ve ayak yağı idi; yanlış hatırlamıyorsam 30 lira saydım ve hiçbir işe yaramadı (oysa en azından daha da kötüleştirmeyeceğini düşünmüştüm). Bu kremi ise 4,95 gibi bir fiyata aldığım (diye hatırlıyorum) ve üstelik işe de yaradığı için eve iki kutu daha stokladım (: 



3. Isana Hair saç kırılmalarını önleyen sıvı bakım kürü
Bu krem (ya da losyon diyelim, o forma daha yakın, epey akıcı) ufak 50 ml'lik tüpte 2,95'e satılıyor ve anladığım kadarıyla büyük boyu yok. En son gidişimde rafta olması gereken yer bomboştu; aynı yeşil tüpte 150 ml'lik boyunu bulduğumu sandığım (ve Almanca biliyor sayılmadığım ama her şeyden önce dikkatsiz olduğum) için yardırarak aldım fakat... Evet, kokusuyla, işleviyle bambaşka bir şey çıktı. (Bu arada iki krem de durulanmıyor.) 

Boya Küpü'nün yazarı Siren'in tavsiyeleri sayesinde, kuaföre gitmeden 1 yıl, evet BİR koca yıl geçirebildim (artık kuaför yolu göründü gerçi çünkü bir süredir uçların kurumasını engelleyemiyorum) fakat yine de ek ürünlere ihtiyaç duyabiliyorum. Bu saç kürü o kadar iyi ki ıslakken sürdüğümde parlaklık veriyor, şu hiçbiriyle (özellikle de Pantene'in Aqua Light serisindekiyle!) barışamadığım sıvı saç kremlerinin aksine yağlandırmadığı gibi süper şekil almasını da sağlıyor; üstelik kokusu hafif olduğu için rahatsız da etmiyor.Yeniden gördüğümde 5-6 tane stoklarım, o derece iyi geldi saçıma. 



Keşfettikçe devam edecek (: 

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Kokucuk

Kokulara karşı ilgisiz tek bir kadın bile görmedim şu ana kadar. Kozmetik sektörüyle arası hiç hoş olmayanlarımız bile marketlerde Yumoş ve Vernel şişelerine az gömülmemiş, yeri geldiğinde ister 2 kat fiyat farkı olsun, kokusu daha hoşuna giden yumuşatıcıyı almıştır (: Ben de farklı değilim. Kokucuk'tan uzun bir süredir haberdarım; Vedat Ozan'ın radyo programından bu şekilde haberdar olup birkaç bölümünü dinleyebildim bile (aslında siz de dinleyebilirsiniz) --Estée Lauder'in Cinnabar'ı ile Yves Saint Laurent'ın Opium'unun niye bu kadar benzediğini bu yolla öğrenmiş, bir aydınlanma yaşamıştım misal. 

Sonunda, yaklaşık bir ay önce fırsatı bulup sandal ağacı ve ylang-ylang kokucuğu sipariş ettim. Siparişten iki gün sonra, kat kat paketlenmiş biçimde elime ulaştılar; yanına da leylak, amber, öd ve kır çiçeği kokucuklarının deneme boyları eklenmiş, bu dörtlü de kilitli poşet içine konmuştu. 


Kokucuk konseptinin bildiğimiz parfümlerle alakası olmadığı, sitenin her yerinde vurgulanan bir bilgi zaten. Bu kokucuklardan en az üç-beş tanesi bir araya getirilip standart bir parfüm "bestelenebiliyor"; bu yüzden her biri epey sert, ilk uygulamanın ardından tam karakterinin oturması için biraz beklemek gerekiyor. Sandal ağacı sever olduğum için benim tam aradığım şey buydu, sert de olsa, başka bir-iki notayla desteklenmiş şekilde de olsa, buram buram sandal ağacı kokmak --ama beklediğimi elde edemedim ne yazık ki. Bana gelen koku fazla sentetik ve sentetik olduğunu da aşırı belli ediyor, üstelik bildiğim sandal ağacı kokularından hiçbiri de böyle değil. Uyguladıktan bir yarım saat kadar sonra onun sandal ağacı olduğunu anlıyorum, ama üstümde kalmasını isteyeceğim türden bir koku değil. Ylang-ylang ve kır çiçeğinde bu sentetiklik daha az, amber, öd ve leylak ise oldukça başarılı (ki leylak kokusunu hiç sevmem).

Arada düşünüyorum, parfüm konusunda bu kadar bilgili bir insan sandal ağacı kokusunu bu şekilde üretiyorsa ben mi yanlış biliyorum diye... Ama değişmeyen tek parfümüm Guerlain'ın Samsara'sında da bu koku yok, Raen'den aldığım sabunda hatta bildiğimiz tütsülerde bile. Bu kadar farklılığı kokucuğu destekleyen yan notalarla açıklamak da mümkün görünmüyor bana göre. Ama dediğim gibi, Vedat Bey konusunda oldukça bilgili ve kibardır, siparişinizi gecikmeden yollar, üstüne siz talep etmeden deneme boyu da gönderir. Belki siz bir şans vermek istersiniz?

21 Haziran 2013 Cuma

Parfüm Test Kartları İncelemesi

Yok, o kadar da delirmedim (: 



Örnekte de görüldüğü üzre, 
* en verimsiz kitap ayracı Sephora'nın test kartları çünkü aşırı inceler, 
* Tekin Acar'ınki aşırı şekilsiz,
* Douglas'ınkiler çok zarif (ama çok az var çünkü Douglas bana epey uzak),
* Sevil'inkiler fazla süslü ama kalın olduklarından daha kullanışlı (en çok kullandığım ayraç bu, zibilyon tane kitabın içine dağılmış durumdalar). 

Özetle,
* Sephora parfüm denemek için en iyi yer, 
* azılı bir parfüm ve kitapsever iseniz, ayraç almanıza gerek yok,
* kafayı yedim.

10 Haziran 2013 Pazartesi

Machrique

Machrique'i günlük tütsüsü (oliban) ararken keşfetmiştim (reçine hali biraz zor bulunuyor). Başka neler var diye bakarken pek çok sabun çeşidi buldum; bunlardan biri de Makeupalley tayfasının bile keşfettiği Halep sabunu idi. Kendimi 5 parça ürünle ancak durdurabildim (birkaç halı ve kilimde ise gözüm kalmadı desem yalan olur): Zeytin ve defne yağı özlü şampuan, zeytinyağlı ve killi Bizans sabunu, geleneksel Halep sabunu, viskoz ve polyester kese ile volkanik pomza taşı.

*Bizans ve Halep sabunları*

Bizans sabunu yoğun miktarda (içeriğin neredeyse 3'te 1'i) kil ve zeytinyağı içeriyor ve ağır kokuyor; cildim yağlıya dönük karma olduğundan haftada iki kez kil maskesi niyetine yüzüme sürüp kuruyuncaya dek bekliyorum. (Eskiden bu iş için Body Shop'ın Seaweed serisindeki maskesini kullanırdım. Etkileri aşağı yukarı aynı.) Öte yandan %96'sı zeytinyağı olan Halep sabunu, insana kendini hamamda gibi hissettiriyor. Bizans sabununa göre kokusu tatlı bile sayılabilir ve çok da ekonomik.

*volkanik ponza taşı, zeytin ve defneli şampuan, viskoz-polyester kese*

Volkanik ponza taşı, sağda solda alabileceğiniz alternatiflerinden farklı bir şey sunmuyor. Siyah keseyi ise banyo esnasında kullanmayı planlıyorsanız vazgeçin zira yüksek sıcaklıklarda küveti anında mora boyuyor. Ben banyoda kullanmayı planlayarak alırken sitedeki "40 santigrat derecede yıkanabilir" ibaresine hiç ama hiç dikkat etmemişim, o yüzden Machrique'i suçlayamam. Bu yüzden yüzümde kullanıyorum ve bunca yıl burnumun dibinde keseler dururken niye kalkıp da fiziksel peeling için x tanecikli y etkili z kıvamlı kimyasallar kullandığımı sorguladım. 

*zeytin ve defneli şampuan: ilk izlenim biraz korkutucu olabilir*

Gelelim zeytinyağı ve defne yağı özlü şampuana... Paket ilk geldiğinde şampuan bu haldeydi: İçerik ayrışmış, neredeyse sedefli denebilecek bir görünüme sebep olmuştu, epey tuhaftı; biraz çekinerek "Kullanmasam mı?" diye bile düşündüm hatta ama bu fikirden çabuk caydım (: İyi ki de öyle yapmışım; çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu şampuan, şimdiye kadar kullandıklarım arasında en iyilerden biri. Zeytinyağlı sabun kullandıktan sonra gelen o saç gıcırtısı sesini bu şampuan da sağlıyor; üstelik ne yapışıyor, ne sertleştiriyor ne de yağlandırıyor saçı. Seboreik dermatit sahibi olduğum halde kaşıntı ve pullanma da yaratmadı. 200 ml'si şu an 7.90 olduğu için, uygun zamanda 3-4 şişe birden sipariş edip yedeklemeyi planlıyorum doğrusu. 

Dikkat çekici bir nokta da şu ki, tüm ürünler (en azından benim bu aldıklarım) Suriye'den geliyormuş. Anladığım kadarıyla Machrique zaten üretici değil, yalnızca Suriye'deki üreticileri global ölçekle tanıştırma işini üstleniyorlar (merkezleri Ankara'da olsa da); zaten paketlerdeki yazılar da Fransızca ve İngilizce olarak hazırlanmış, Türkçeleştirme işini ise çıkartmalarla hallediyorlar. Şahsen Suriye'yi yıllardır merak edip de (malum sebeplerle) bir türlü gezme imkanı bulamadığımdan Suriye üretimi bir şeyler kullanabilmek hoşuma gitmedi değil. 

Noktalarken şunu söyleyeyim: Machrique'in üyelik sistemi yok (muhtemelen e-ticaret ana hedefleri değil), dolayısıyla satın alma işlemini bambaşka bir sayfada yapıyor ve sipariş ne zaman onaylandı, hazırlanıyor ya da kargoya verildi hiç bilemiyorsunuz, bu da rahatsızlık yaratıyor elbette. Yine de, akşam saat 8 gibi sipariş vermiş olduğumdan ürünler elime iki gün sonra ulaştı ama sabah saatlerinde verirseniz o gün kargolayacaklarını düşünüyorum, hızlılar yani. 

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Doa Kozmetik

Doa Kozmetik'le Sözlük'te denk geldiğim bir entry ile tanışmıştım. Duruşları ve esprili tarzları dikkatimi çekti, sipariş verme kararından önce bir-iki yere bakıp yorum ararken daha evvel -sanırım- ItsBeauty'de uzun uzun tartışmalar döndüğünü gördüm; bir grup Doa'dan çok memnunken diğerleri, kadınların bu tip alışverişler için sıkça başvurduğu sitelerde Doa'nın habire hesap açıp kendi ürünlerini övdüğünü söylüyordu (en son konular kilitlenmişti çünkü tartışmalar çok sertti; şimdi sildiler mi ne yaptılarsa tartışmaları bulamadım). Fiyatlar uygun olunca kendim denemeye karar verdim; biri lilyum, ikisi sandal ağacı olmak üzere üç katı parfüm, bir ufak shea yağı, argan yağı, saç toniği, dökülen saçlar için saç bakım yağı ile yosun ve defne sabunu sipariş ettim, onlar da keratinli saç maskesini hediye olarak gönderdiler.

*sabunlar yok çünkü buraya yazana kadar bitti*

Gördüğünüz gibi, ilk siparişe göre fazlasıyla abartmışım. Hadi bu kadar aldın, bari sandal ağacı katı parfümden bir tane al, değil mi, dene bir hele. Yok! (Ağaçsı ve odunsu kokuların her birini ayrı severim ama sandal ağacı kokusu duyunca gözüm döner.) Nitekim siteye de yazdığım gibi katı parfümlerin ikisinden de hiç memnun kalmadım. Nedendir bilmiyorum ancak ikisi de bir süre sonra aynı kokmaya başlıyor: Hacı yağı gibi!

Sabunlar çok çabuk, daha ne olduğunu anlamadan bitti ama gözüme takılan, beni rahatsız eden bir şey olmadı (yosunun biraz ağır koktuğunu iddia edebilirim gerçi). Keratinli maskeyi unutmadığım zamanlarda (ayda bir?) ancak kullanabiliyorum; nemli saça uygulayıp 4-5 saat sonunda yıkıyorum ancak dediğim gibi, düzenli kullanmadığım için belki de, çok bir faydasını göremedim. Saç bakım yağı ise hem yapı hem de koku olarak aşırı ağır; uyguladıktan sonra sülfatsız şampuanla temizlememizi önermişler ancak bu öneriye uyduğum zaman 3-4 tur yıkamadığım sürece temizlenmiyor; o sebeple sülfatlı şampuanla girişip iki şampuanda kurtulmaya çalışıyorum (: Argan yağına karşı nötrüm; shea yağını ise topuk ve dirseklerimde kullanıyorum, etkili olduğunu söyleyebilirim. Kullandıklarım arasında en etkili bulduğum saç toniği oldu; hem kullanımı kolay ve kokusu ağır değil (neticede temiz saça uyguluyorsunuz, buram buram ot kokmayı kimse istemez) hem de yağlanmayı hafifletiyor -ancak bu da "olsa süper olur!" ürünlerden değil.

Yalnızca katı parfüm olayı bile güveni sarsmak için yeterli idi aslında; sattıkları ürünler aksesuar ya da giysi değil, direkt sağlığı etkileyecek ürünler neticede (ki bu saydıklarım yoluyla zehirlenenler de var [1][2]). Yine de Doa'nın iyi niyetine inanıyor ancak biraz daha çabalamaları ve dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum.


12 Mayıs 2013 Pazar

Dermoeczanem.com

Güneş koruyucu seçmeye çalışırken özellikle de Sözlük'te okuduğum yorumlar neticesinde Babé almaya karar verdim; ancak yakınımda bu markayı satan bir eczane bilmediğim ve açıkçası aramaya da üşendiğim için internetten sipariş vermeyi ve yine bloglarda okuduğum yorumlara güvenerek Dermoeczanem.com'u tercih ettim. Siparişim, Babé 200 ml'lik SPF 50+ losyon, Bioderma Sensibio H2O (3. şişem bu) ve Galenic Elancyl Multi-Fermeté Corps idi.



Doğruya doğru: 1 Mayıs akşamı verdiğim sipariş 3 Mayıs'ta elimdeydi; havalı naylonlarla tek tek paketlenmiş,  önce yassı bir kutuya, ardından da kargo şirketinin standart paketlerinden birine konmuştu. Bir eksikleri yoktu yani. Ama sanıyorum hepimizde deneme boyu ürünlere karşı aşırı bir sempati vardır (: Özellikle dermokozmetik alışverişi yaparken insan öyle ya da böyle bir-iki deneme boyu ürün ister --gerek yeni çıkan bir ürünü denemek gerek seyahatlerde, halihazırda kullandığımız tam boy ürünü taşımamak için. Şimdiye kadar az ya da çok dermokozmetik alışverişi yaptığım eczanelerde illa en az iki deneme boyu ürün aldım; hele sıklıkla alışveriş yaptığım Kumrular'daki eczaneden, altı üstü 100-150 liralık ürün almış olmama karşın bir torba deneme boyu La Roche Posay ve Avené ürünüyle uğurlandığım zamanlar oldu. Peki Dermokozmetik.com, 140 liralık alışverişin yanında ne gönderdi dersiniz:

*seçim sürecinde epey zahmete sebep olmuş olmalı: Mustela emziren anneler için meme ucu bakım kremi :/*

Sıkılaştırıcı vücut losyonu almış olmama binaen (herhalde?) hamile ya da lohusa olduğumu düşünmüş olmaları bir gaf ama hadi öyle olmadığını kabul edeyim. İnsan yanına en azından bir deneme boyu daha ekler ki bu kadar trajik durmasın ya da hiçbir şey gönderme, bundan iyi. Yaptığım alışveriş tutarının onlar için hiçbir şey olmadığını kabul ediyorum (benim için önemli bir meblağ, kimse parayı kolay kazanmıyor zira); hem stokları kontrollü, hem de çabuk ve titiz gönderim yapıyorlar ve böyle oldukları sürece müşterileri de azalmaz. Ama Allah aşkına, insan şunu kutuya koyarken bir düşünür yahu. 

Tamam, sakinim. 

*Babé SPF 50+ güneş koruyucu losyon*

Babé losyona dair ilk izlenimim, "Hay Allah, bu da kireç gibi!" idi; oysa kullanınca anladım ki ciltte tabaka gibi kalmaması, çabuk yayılması ve hoş kokusu ile iyi bir ürün.

aylar sonra gelen ek: Sivilceye sebep oluyor, hem de kistik türlerine. Üstelik yalnızca bende de değil, annem de bu sorunu fark etti. Drugstore markaları bunun neredeyse yarı fiyatına satılıyor ve hiçbir zaman böyle sorunla karşılaşmamıştık. Sonuç olarak bir daha kesinlikle Babé almayacağım; hatta Superdrug'ın Solait serisinden acayip memnun kaldığım için artık yalnızca onu tercih edebilirim. 

*Galenic Elancyl Multi-Fermeté Corps*

Bu kremin etkisini kısa dönemde görmeyi elbette ummuyorum; ama şu an için yarattığı hafif gerginlik hissinden ve hafif yoğun yapısından memnunum. İçinde yine hafif parfüm kullanılmış ve dairesel hareketler yaparak sabah ve akşam tüm vücuda uygulayabiliyorsunuz; ben ise genelde boyun ve üst kol için kullanıyorum. 

Sonuç olarak, pire için yorgan yakmayı tercih edenlerden olduğumdan, muhtemelen bir daha Dermoeczanem.com'dan alışveriş yapmayacak, başka siteleri, olmadı şehrimdeki eczaneleri tercih edeceğim. 

Raen

Ön bilgi: Siparişi Ocak 2013'te vermiştim; yorum yazabilmek için uzun süre denemek istedim.

Sandal ağacı sabunu ararken denk geldiğim Raen'in sitesinde beklediğimden fazla çeşit buldum; yine de deneme amacıyla sadece sandal ağacı ve ardıç sabunu ile paçuli şampuanı sipariş ettim.

*saat yönünde, ardıç, günlük ağacı ve sandal ağacı sabunları ile peeling lifi ve paçuli şampuanı.*

Ardıç, yüzyıllarca Navajolardan Şamanlara kadar pek çok kültür tarafından çeşitli amaçlarla kullanılmış olsa da, ben karma cildin getirdiği pullanma, kızarıklık ve sivilce gibi problemleri aşmak için tercih ettim. Çiçekli-meyveli parfümlerle yetişmiş genç nesil tüketici, ardıç sabununun kokusunu kesinlikle çok ağır bulacaktır ama odunsu kokuları sevenler için harika olduğunu söyleyebilirim. 

Sandal ağacının fizyolojik etkileri benim bildiğim kadarıyla pek yok, daha çok psikolojik açıdan etkili ve dini ritüellerde sıkça kullanılır. Bu sabunu da aslen sandal ağacı ve yasemin notalarının baskın olduğu parfümümü desteklemek için aldım. Oldukça iyi ayarlanmış, hafif ve neredeyse tatlı bir kokusu var. 

Gelen hediyelerden biri günlük ağacı sabunuydu. Günlük de ayarında kullanılmazsa oldukça bayık bir kokudur, fakat bu sabunda tam kararında. Tercihlerime bakıp cilt rahatsızlığım olabileceğini mi düşündüler yoksa rastgele bir hediye miydi bilmiyorum ama nokta atışı olduğunu söyleyebilirim ve gerçekten memnun oldum. 

Üç sabundan yalnızca ardıç daha "görünür" etki yaratıp cildi hafifçe geriyor ama en çabuk eriyeni de bu; sandal ve günlük ise daha uzun ömürlü. Bazı sebeplerden [kokuları çok güzel olduğu için bitmesin diye, mesela (: ] düzenli kullanmadığım için iyi/kötü yorum yapmayacağım.

Paçuli baskın kokusuyla ünlüdür; kaliteli bir bileşimde harikadır ama diğer türlü fazla ucuz bir kokuya dönüşme riski çok yüksektir. Şampuanı bu nedenle biraz tereddüt ederek sipariş etmiştim ama çok hafif ve tatlı bir paçuli kokusuyla karşılaştım; üstelik banyonun ardından koku saça yapışıp kalmıyor da. Öte yandan, evet, saçı biraz sertleştiriyor. Seboreik dermatit üstüne ince telli ve yağlı saç sahibi de olduğumdan bu benim işime geliyor çünkü saçlarımı yıkamak için 3-4 saat daha kazanmış oluyorum. Eğer saçlarınızın yumuşak olmasını bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız (öyle bir beklentiniz varsa bitkisel şampuan zaten size uygun değildir). Bu şampuanı Down Under Natural's'ın Nude'u ile dönüşümlü kullandığım için (nereden baksanız haftada 3 kez) 3 ay dolu dolu dayandı; sanırım Temmuz ayını bile çıkaracak. 

Ürün kalitesinden sonra, hizmet kalitesinden bahsedeyim.


20'si gecesi verdiğim siparişi ertesi gün öğlen hazırlayıp kargoya vermişlerdi. 22'sinde kargo şirketinden teslim aldığımda, kutunun üzerine "kırılacak" etiketi yapıştırılmış olduğunu gördüm; içindeki ürünler ise kağıt torbayla desteklenmiş, kat kat sarılmıştı. Günlük ağacı sabununun yanında, yüz peeling lifi de hediye olarak paketlenmişti. Bu derece hızlı ve titiz olmaları ayrıca memnun etti. 

Sonuç olarak, hem ürün hem de hizmet kalitesiyle kesinlikle memnun eden Raen, bu tip alışverişlerinde öncelikli olarak tercih edeceğim marka olacak. İşin doğrusu, şampuanın bitmesini beklemeden ikinci siparişimi de verebilirim (: